Amsterdam’ın Tarih Kokan Müzeleri! - Gezi ve seyahat
e
sv

Amsterdam’ın Tarih Kokan Müzeleri!

avatar

Tuğçe Aydın

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Hollanda, Dünya’nın en ama en popüler ülkelerinden bir tanesi. Hollanda denince akla ilk gelen şehir ise Amsterdam elbette. Coffee shopları, Kırmızı Fener Mahallesi (Red Light District) ve müzeleri ile hem modern çağa hem de tarihe kucak açar. Eğlence deseniz var kültür deseniz fazla fazla var yani. Haydi Amsterdam’daki en bilinen tarih müzelerinden birkaçına bakalım. 

Rijks Müzesi (Rijksmuseum)

Rijk Müzesinde, tarihin en önde gelen sanatçılarının eserleri bulunuyor. Hollanda’nın en ama en önemli eserleri Rijk Müzesinde sergileniyor. Tabi ki de bu isimlerin içinde Hollanda’nın en ünlü sanatçılarından biri olan Rembrandt da geliyor. Rembrandt’ın ‘’Gece Bekçisi’’ adlı eseri burada sergileniyor.

Van der Helst, Vermeer, Frans Hals, Ferdinand Bol, Albert Cuyp, Jacob van Ruisdael ve Paulus Potter gibi büyük sanatçıların eserlerine de bu müzede yer veriliyor.

Rijk Müzesine giriş sadece 20 Euro. Eğer internetten satın almayı düşünürseniz daha ucuz bir fiyata bilet alabilirsiniz. Üstelik bilet sırasına da girmek zorunda kalmazsınız.

Rembrandt’ın Evi (Rembrandt House Museum)

Daha önceden de söylediğimiz gibi Amsterdam ile özdeşleşen sanatçı Rembrandt’ın evi Hollanda’da en çok ziyaret edilen yerlerden bir tanesi. Rembrandt, 17. Yüzyılda Amsterdam’da yaşamış ve birçok sanat eserini de burada tamamlamış. Talihsiz sanatçı, 1656 yılında iflas etmiş ve hem evini hem de evinin içindeki tüm eserleri kaybetmiş. Fakat adı önüne çıkan tüm engellere rağmen tarihe altın harflerle kazınmış. Rembrandt’ın evini gezerken bir yandan da ilginç hikayesini dinlemek isterseniz bilet fiyatınıza dahil olarak sesli rehber de yanınıza alabilirsiniz. Böylece evin hikayesine kendinizi daha çok kaptırır ve zihninize kazınan bir anı kazanmış olursunuz.

Anne Frank’in Evi (Anne Frank House)

Anne Frank, Adolf Hitler’in Almanya’da yönetime geçmesinden sonra ailesi ile beraber Amsterdam’a taşınmış. 1942 yılında Almanlar Hollanda Yahudilerinin peşine düşmüş ve Anne Frank ailesiyle beraber babasının iş yeri olan binada saklanmaya başlamış. Ne talihsiz bir hikaye değil mi? Üstelik bu gizlenme 2 yıl boyunca sürmüş. Anne Frank bu sürecin hepsini günlüğünde bir bir not almış. Gün gelmiş ki birileri Frank ve ailesini ihbar etmiş. Geride kalan ise sadece babasıymış… Anne Frank ise Almanların teslim olmalarından kısa bir süre önce tifüsten ölmüş. İşte bu hüzünlü hikaye tüm dünyadan Anne Frank’ın gizlendiği eve ziyaretçi topluyor. 

Anne Frank’ın günlükleri bir süre sonra dünya çapında üne kavuşmuş. Hal böyle olunca bu durumdan muzdarip kişiler adına Anne Frank Vakfı kurulmuş. Böylece genç kızın hikayesi toplumsal farkındalığa dönüşmüş. 1957 yılında ise vakıf, evi satın almış ve binaların hepsi müzeye çevrilmiş. Evin savaş sonrasındaki hali ise tamamen korunmuş ve ziyarete açılmış. Günümüze kadar gelen bu hüzünlü hikaye ise tüm dünyanın ilgisini çekmiş ve müze aktivilerini hala sürdürüyor. Tarihi damarlarınızda hissetmek istiyorsanız Anne Frank’in evine gitmenizi tavsiye ediyoruz.

Sıradaki içerik:

Amsterdam’ın Tarih Kokan Müzeleri!