Ayasofya’da Terleyen Sütun - Gezi ve seyahat
e
sv

Ayasofya’da Terleyen Sütun

avatar

Gezenti

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Ayasofya’da Terleyen Sütun

Ayasofya’da terleyen sütun Ayasofya’nın kuzeybatı yönünde yer alan ve terleyen sütun olarak adlandırılan mimari yapının bazı efsaneleri barındırdığı ortaya çıktı. Efsanenin temeli ise Bizans İmparatoru I. Jüstinyen’e dayanıyor. Diğer iddia edilen efsane ise İmparator Jüstinyen, çok sancılı bir baş ağrısı çekmekte iken bu sütuna yaslanır ve hemen ardından da baş ağrısı kesilir. Allah’ın Hikmeti anlamına gelen Ayasofya tam 481 yıl cami, 921 yıl ise kilise olarak Allah’a ibadet merkezlerinden biri olmuştur.

 Bu ani iyileşmenin de kerameti sütuna bağlanıyor. Bu yüzden sütunun şifa verme özelliğine sahip olduğu biliniyor. İsmini Hz. Meryem’in gözyaşlarından almış Terleyen sütun isminin kaynağının Hz. Meryem olduğu iddia ediliyor. Bizanslılar tarafından Konstantinopolis’in koruyucusu olarak gösterilen Hz. Meryem’in gözyaşlarının sebep olduğu belirtiliyor

Ayasofya’da Terleyen Sütun Gizemi

Ayasofya’da Terleyen Sütun

Günümüzde  terleyen sütunun üzerindeki oyuğa başparmağını yerleştirip, bir tam tur döndürmeyi başaranın dileğinin gerçekleşeceğine dair bir inanç yaygın. Evliya Çelebi’nin sütun hakkında aktardığı bilgilerin içerisinde Fatih Sultan Mehmed’in hikayesi de yer alıyor. Çelebi’nin aktardığı bilgilere göre Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden hemen sonra Ayasofya’ya geliyor ve tam da bu sütunun önünde nur yüzlü bir suretle karşılaşıyor.

Ayasofya’nın kuzeybatı yönünde kalan bir sütün aslında Terleyen Sütun. Mimari açıdan diğer sütunlara göre bir farkı bulunmamakta, tabii orta kısmında, boy hizasında bulunan bir delik dışında. İşte bu delik üzerinden sütun tarihi boyunca pek çok efsaneye konu olmuş.

Ayasofya’da Terleyen Sütun İlgi Görüyor

Ayasofya’da terleyen sütun ilgi görüyor, sürekli bir kalabalık ve sütunu inceleyen meraklı gözler var. Efsanelerin temelinde de elbette şifa ve dileklerin kabul olması yer almakta. Aslında durum pek çok halk inanışından farklı değil bu yönüyle. Tarihsel olarak takip ettiğimizde ise anlatının temeli Bizans İmparatoru I. Jüstinyen’e, yani bizzat Ayasofya’nın bugün gördüğümüz son halini inşa ettiren kişiye dayanmakta. Ayasofya’nın inşaatı esnasında inşaatı seyreden imparatora bu sütunun içerisinden bir meleğin gözüküp, Ayasofya’yı bir an evvel tamamlaması gerektiğinin söylenmesi mevzubahis sütuna dair ilk efsaneler arasında.

Türk dünyasının belki de en meşhur gezgini olan Evliya Çelebi de sütun hakkında birkaç bilgi bırakmış bizlere. Evliya’nın aktarımına göre Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’un fethinden hemen sonra Ayasofya’ya geliyor ve tam da bu sütunun önünde nur yüzlü bir suretle karşılaşıyor. Yanındaki ulema takımı ise sultana bu gördüğü kişinin Vedud Sultan isimli mühim bir şahsiyet olduğunu ve İstanbul’u böyle insanlar sayesinde fethedebildiklerini söylüyorlar. Hikayenin devamında ise Vedud Sultan’a yaraşır bir cenaze töreninin ardından, mucizevi bir şekilde yakınında durduğu Eyüp Sultan’ın kabrine, Eyüp Sultan Camii’ne çok yakın bir yere defnediliyor. Yani fetihten iki yüzyıl sonra Dilek Sütunu üzerinde gelişen efsanelerin çok daha komplike bir hale geldiğini söylemek mümkün.

etiketlerETİKETLER
Üzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.

Sıradaki içerik:

Ayasofya’da Terleyen Sütun