Bizans, Konstantiniye ve İstanbul, İstanbul’un olağanüstü kamaştıran tarihini anlatıp, simgelerler. İstanbul, tarih boyunca pek çok imparator tarafından yönetilmiş ve üç büyük medeniyet. Gece hayatı ise Taksim, İstiklal Caddesi ve Tünel hattı İstanbul gecelerinin en önemli mekânlarını içermektedir. İstanbul’da sanat ve kültür aktiviteleri ise son derece fazla ve ağırlıklıdır.
İstanbul’un özellikleri Yunanlılar tarafından İ.Ö. 685 yılında kurularak Byzantion ismi verilmiştir, Sonraları ise, Tarih boyunca farklı uygarlıklarca değişik isimlerle anılmış Tarihi Yarımada Nihayet Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise ilk olarak Der Saadet ve sonrasında da İstanbul olarak isimlendirilmiştir. Olağanüstü doğal güzellikleri, şahane minareleri, altın yaldızlı kubbeleri, sarayları, köşkleri, müzeleri, park ve bahçeleri, anıtları, kuleleri, kültürü inanılmaz güzeldir.
Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren özelliğiyle de tüm dünyada tekdir. Boğaziçi-İstanbul Boğazı dünyayı derinlemesine etkilemiştir. İstanbul’da gezilecek yerler de sınırsızdır. İstanbul’un ilk bakışta göze çarpan en etkileyici yerleri Tarihi Yarımada ve Boğaziçi’dir. Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii, Kapalıçarşı, Yerebatan Sarnıcı gibi tarihi yerleri barındıran Tarihi Yarımadada gezi ve Eminönü Galata Köprüsünden başlayarak Anadolu Kavağına kadar süren müthiş İstanbul Boğaz turu, Avrupa ve Asya’yı ayıran İstanbul Boğazı’nda vapur veya teknelerle unutulmaz bir deniz gezisi gerçekleştirebilirsiniz.
İstanbul hakkında sayfalar dolusu yazılsa anlatılması o derece yetersiz kalacaktır. İstanbul dünyanın en büyük, en önemli ve en güzel şehri unvanını taşımaktadır.. Boğazın iki yakasına yayılmış, olağanüstü güzellikteki tepeler, şehrin sakinlerini ve ziyaretçilerini sürekli büyüler. Dünya tarihinin en önemli komutanlarından ve devlet adamlarından biri olan Napolyon, “Eğer dünya tek bir devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu” demiştir. Bu gerçekten de doğrudur. Dolayısıyla, İstanbul’un önemini anlayabilmemiz için tarihe bakmamız gerekir. İstanbul’da Osmanlı Yapıları ağırlıktadır. birçok Osmanlı eseri görebilirsiniz. Binlerce cami, imparatorluk binası, kışla, okul, hamam arasında Sultanahmet Camii (1616), Süleymaniye Camii (1557), Topkapı Sarayı (1465), Rumeli Hisarı (1452), Dolmabahçe Sarayı (1856) gibi muhteşem eserler vardır. İstanbul’un fethinden sonra yüzyıllar boyunca şehre Konstantinopolis ya da Konstantiniyye denmeye devam edilmiştir. Yani Konstantin’in şehri ya da esasen şehre gidiyorum demektir. Cumhuriyet dönemine dek bu isim devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, 1929 yılında Konstantinopolis ya da Konstantiniyye ismini resmi olarak da İstanbul’a çevirmiştir.
]]>Yaz aylarında hem serin havaya kavuşmak rahat bir nefes almak hem de huzur için adalar tercih edilmektedir. İstanbul’un kalabalığından kurtulmak isteyenler için tüm adaları harika birer alternatif olmaktadır.
İstanbul – Adalar özellikleri olarak hepsinin apayrı bir havası serinliği ve güzelliği vardır. Marmaranın kuzeydoğunda bulunan Büyüklü küçüklü 9 adadan ve kıyıya yakın iki kayalıktan oluşur. Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedef adasında yerleşim vardır. Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası’nda ise sürekli ve düzenli yerleşim yoktur ve bulunmamaktadır.
İklim olarak İstanbul şehrinin ikliminin tıpatıp aynısıdır.Tüm adalar zengin veçok çeşitli bir bitki örtüsünü sahiptir. Adalar Bizans döneminden Osmanlıya geçene dek çeşitli badirelerden geçmiştir. Ayrıca ilginçtir ki Evliya Çelebi, Seyahatnâme adlı yapıtında Büyükada’da iki, Kınalıada’da bir balıkçı köyünün varlığından söz etmektedir.
Adalar Cumhuriyet döneminde daha da güzelleşip değer kazanmıştır. Atatürk 1928 yazından sonra her yıl Büyükada’daki Yat Kulübü’ne yani diğer adıyla Anadolu Kulübüne gelerek burada dinlenmiştir. İsmet İnönü de 1924’te geçirdiği hastalığı sırasında dinlenmek için geldiği Heybeliada’da kiraladığı evi daha sonra satın almıştır. Ev, daha sonra İnönü Vakfı tarafından müzeye çevrilmiştir. Aynı dönemlerde Büyükada’da yaşamakta olan ünlü bir sürgün de Ekim Devrimi’nin önderlerinden olup Stalin döneminde ihanetle suçlanarak 1929’da Rusya’dan çıkarılan Troçki’dir. Troçki tüm hatıralarını burada yazmıştır.
İstanbul – Adalar hakkında yazılacak söylenecek çok fazla şey vardır. Günümüze dek İstanbul adaları; nam-ı diğer Prens Adaları; Büyükada, Heybeliada, Kınalıada ve Burgazada’dan oluşur. Güzelliğiyle göz dolduran bu bölgeler geçmişten günümüze kadar birçok yazar ve şair için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Birbirinden özel ve anlamlı bu adalar hakkında hiç bilmediklerinizi usta kalemlerin yazdığı, romanlar, tarihi kitaplar, şiirlerle dolu kitaplar vardır.
Adalarla ilgili filmler ve dizilerde çok fazladır. Adalar turları günü birli k geziler vardır.
]]>Yüksek nüfus oranına sahip olmasına ve kentleşmenin hızla artmasına rağmen İstanbul doğallığını korumayı başaran büyük şehirlerden biridir. Bu yüzden de İstanbul’da doğa ile buluşabilecek pek çok güzel yer bulunmaktadır. Yazımızda İstanbul’da olup İstanbul’dan uzaklaşmanızı sağlayacak pek çok yeri listeledik.
İstanbul’da yaşayanlar için doğa ile baş başa kalmak adına tercih edilen ilk yerlerden biri Belgrad Ormanı’dır. Belgrad Orman’ı sahip olduğu yüzlerce çeşit bitki ile oksijene doymak isteyenler için en güzel adreslerden biri.
Belgrad Ormanı’nda spor gibi aktiviteler yapabileceğiniz gibi Türkler için vazgeçilmez olan piknik aktivitesi de mümkündür.
Çamlıca tepesi İstanbul’un doğal güzelliklerine şahitlik edebileceğiniz en güzel yerlerden biri. Çarpık yerleşme ve hızla artan kentleşmenin bozamadığı manzarayı izlemek için Çamlıca Tepesi’ni tercih edebilirsiniz.
İstanbul Boğazı’nı tam tepeden izlemek isteyen doğa severler buraya kesinlikle uğramalıdır. Özellikle günbatımının oluşturduğu eşsiz manzarayı kesinlikle kaçırmamalısınız. Ayrıca güzel bir yürüyüş içinde Çamlıca Tepesi İstanbul’da bulunan en güzel ve özel yerlerden biridir.
İstanbul’da doğa gezileri için en uygun yerler listesinde elbette ki Yıldız Parkı da yer almaktadır. İstanbul’da pek çok tarihi öneme sahip yer bulunmaktadır. Yıldız Parkı da bu tarihi yerlerden biridir.
17. Yüzyılda IV. Murad tarafından hanedan mülkü haline getirilen bölge Yıldız Sarayı’nın dış bahçesidir. Tarihi açıdan da önemli olmasından dolayı bu parka yıl içinde çok fazla ziyaretçi gelmektedir. Sizde İstanbul’da doğaya doymak için burayı tercih edebilirsiniz.
PierLoti Tepesi, Çatalca Yarımadası’nın güneydoğu tarafında bulunan Boğaziçi girişinde bulunmaktadır. İstanbul’un en sevilen doğal yerleri arasında bulunan Haliç, PierLoti Tepesi’nden rahatlıkla izlenmektedir.
Tepenin ismi İstanbul ve Haliç aşığı olan Pierre Loti’den gelmektedir. PierLoti Haliç’i daha rahat izlemek adına sürekli bu tepeye gelir ve her zaman Haliç’in ne kadar harika göründüğünden bahsedermiş. Fransız bir subay olan Pierre Loti şimdilerde en sevdiği tepeye adını vermiştir. İstanbul’da en çok beğenilen yerlerden olan tepe her gün ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Kemerburgaz Kent Ormanı İstanbulluların doğa ile iç içe kalabileceği kuş sesleri arasında güzel vakit geçirebileceği en güzel lokasyonlardan biri. Burada hem çocuklarınız ile eğlenebilir hem de piknik yapabilirsiniz. 20’ye yakın çocuk parkı, yürüyüş ve bisiklet yolları ve en güzeli harika bir gölü ile doğa severler için harika bir yer. Kemerburgaz Kent Ormanı’nı ziyaret ederek hem eğlenceli hem de huzurlu bir gün geçirebilirsiniz.
]]>