bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow bahisnow Elitbahis Sahabet Casibom book of ra bahisnow Holiganbet aspercasino bahisnow tv turkbet dellabet betgaranti pusulabet maksibet betturkey metroslot nisanbet betovis enobahis albibet casinolevant Bahisnow kralbet zingabet casinoslot casinoslot casinoslot Jupwin casinoslot casinoslot casinoslot casinoslot casinoslot Lordcasino Onwin Musclebet simsek rulet aviator Aviator big bass bonanza sweet bonanza Sweet Bonanza şimdibahis simdibahis julibet julibet betbey betbey Casinoslot jupwin elitbahis casinoslot casinoslot casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper casinoper Aresbet Redwin Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Hipercasino Slotbar meritking meritking netxcasino netxcasino hipodrombet betizm hipodrombet slotcasino lordcasino okey oyna hiperwin ganobet boxbahis casibom musclebet betmarlo bizimbahis afroditbet betpuan fashionbet reynbet etrabet bahistek lordcasino bahisbudur aresbet jupwin korsan taksi tombalakartlari tombalabingo sweetbonanzaoyunu sweetbonanzademo aviatoroyunu aviatorbahisoyunu aviatorbahis marsbahis cratosslot vdcasino casino forumu tombalaoyna Şişli Escort Casino Forumu avrupa bahis siteleri kolay bahis siteleri kolay para yatırılan bahis siteleri bahis siteleri para yatırma bahis siteleri yeni adresi bahis siteleri yeni adresi 2022 canlı iddaa siteleri no deposit bonus Best Online Casinos 2022 No Deposit Casino Bonus ecopayz casino casinos without verification free casino bonuses Spassino best 10 casinos online casino bonus ohne einzahlung Online Casinos und Spielotheken Online Casinos online spielothek Online Sportwetten Novoline Spielotheken Beste Online Casinos für Deutschland, online casino spielotheken Beste Online Casinos Book Of Ra Fixed Book Of Ra Xpand Book Of Ra Two Symbols Book of Ra 6 Mejores Casinos Online España 2022 Mejores Casas de Apuestas, Casino Förslag, svenska online casino bono sin depósito espana. Ruleta en vivo Топ рейтинг - Самые лучшие бонусы игрокам от букмекера и казино Betrouwbare online casino - Dutch Casino Porno izle Canlı Sohbet bitcoin bahis siteleri Favorisen Giriş deneme bonusu veren siteler Best Curacao Online Casino - No KYC Casino Süperbahis Giriş tumbet bahis sitesi New Online Casino 2022 with No Deposit Bonus tikibonanzaoyna bombbonanzaoyna1 sugarrushoyna favorisen giriş Gates Of Olympus Oyna Günay Duğan – Gezi ve seyahat https://gezenti.net Gezi, tatil, kamp ve eğlence rehberi Sat, 14 Aug 2021 10:02:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.8.2 Medeniyetler Beşiği Diyarbakır https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/medeniyetler-besigi-diyarbakir/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/medeniyetler-besigi-diyarbakir/#respond Sun, 08 Aug 2021 00:03:22 +0000 http://gezenti.net/?p=1129 Medeniyetler Başkenti Diyarbakır

Diyarbakır doğunun parisi diye de anılan büyükşehir olan güzel kentlerimizden birisi. Gezi listemde heyecanla beklediğim kentlerden birisi. Şehrin ismi çok değişiklik göstermemiştir. Diyarbekir’den Diyarbakır’a dönüşmüştür.

O kadar fazla medeniyete ev sahipliği yapmıştır ki Medeniyetler Beşiği diye anılmaktadır. Birçok kültüre ev sahipliği yapan her şehir gibi Diyarbakır’da içerisinde birçok etnik kültür barındırır. Ermeni’sinden Arap’ına Kürt, Zaza, Türk ve daha sayamadığımız birçok etnik kökene ev sahipliği yapmaktadır.

Kültürleri bir arada bulundurunca ortaya müthiş harman bir kültür çıkıyor. Bu da kentin her tarafına sirayet etmiş durumda kiliselerden camilere hepsinde bu kültür karışımının izlerini görüyorsunuz tarihi Ulu Cami, on gözlü köprü, Hevsel Bahçeleri bu güzelliklerden sadece birkaçı.

Bunun yanında dillere destan olmuş Diyarbakır kalesi, Çin’de bulunan Çin Seddinden sonra en uzun sura sahip yerdir. Diyarbakır Kalesi bulunduğu bölge itibariyle Avrupa tarafından gelen saldırıların ilk karşılandığı yer olması sebebiyle oldukça kuvvetli bir kale olarak hazırlanmış. Surlardaki heybeti görünce bu kalenin ne kadar zor fethedileceği geliyor doğrudan aklımıza.

Sur içine doğru yolculuğa çıktımızda yolun hemen sağında on gözlü köprü gözümüze çarpıyor. Eskiden inşa edilen köprülere muazzam bir örnek olarak orada duruyor. Biraz ileride Hevsel Bahçelerini yine sağ tarafımızda görüyoruz. Hemen bu sırada sol tarafımızda da surlar başlıyor. Kendimizi bu mükemmel güzelliklerin arasında kaybederken sur içine varıyoruz.

Diyarbakır Sur İçi

Sur içi çoğu iş yeri ya da müze olarak kullanılan taş konaklarıyla ünlü. Bu konakları önemli kılan şey yapımında kullanılan bazalt taşıdır. Magmanın hızla soğumasından ortaya çıkan bu taşlar hayli sağlam ve kendine has bir renge sahipler. Sur içinin dar sokaklarını gezerken bütün evlerde bu taşları görüyorsunuz.

Ayrıca Sur içini çepeçevre saran ve Dünya’nın 2. Uzun surları olan Diyarbakır kalesinin surları da yıllarca bu şehri korumuş ve gururla ayakta, karşımızda duruyor. İnsan bakınca yüzyıllardır onlarca savaş gördükten sonra nasıl bu kadar sağlam şekilde ayakta kaldıklarına şaşırıyor ama burada olmaları bize tarihin tozlu sayfalarında anlatılanları canlı canlı yaşatıyor olmalarından kaynaklı iyi ki de ayakta kalmışlar dedirtiyor.

                                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/medeniyetler-besigi-diyarbakir/feed/ 0
Kültür Harmanı Mardin https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kultur-harmani-mardin/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kultur-harmani-mardin/#respond Sat, 07 Aug 2021 23:28:28 +0000 http://gezenti.net/?p=1126 Kültür Harmanı Mardin

Mardin denilince akla direk kültürlerin harman olduğu kent diyebiliriz. Tarihin farklı zamanlarında farklı devletlerin elinde olan Mardin’de Kürtler, Türkler, Ezidiler, Süryaniler ve daha nicelerinin, birçok farklı etnik kültürün bir arada yaşamış olduğu kültür harmanı Mardin’deyiz bugün.

Coğrafi özellikleri nedeniyle kışları çok soğuk, yazları ise çok sıcak olduğu için bahar aylarını tercih etmenizi tavsiye ederim. 2 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra havaalanına indikten hemen sonra arkadaşımız bizi karşıladı. O kadar fazla gezilecek mekân vardı ki hiç zaman kaybetmek istemiyorduk. Eski Mardin, müzeleri, yüzyıllarca farklı kültürlere ev sahipliği yapmasından kaynaklı her köşede karşınıza çıkan tarihi evler, yapılar ve kentler.

Eski Mardin

Öncelikle Eski Mardin’de aldık soluğu, muhteşem bir göz ziyafeti inanılmaz bir tarih manzarası. Daracık sokaklarda gezerken burnunuza buram buram tarih kokusu geliyor. Eski Mardin içerisinde her yere yürüyerek rahatlıkla gidebiliyorsunuz. Ayrıca o kadar güzel manzaralarla karşılaşıyorsunuz ki 2 adımda bir fotoğraf çekmek için durmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi.

Mardin isminin kaynağı konusunda farklı teoriler var ancak bunlardan biri daha çok kulağımıza çalınıyor. Rivayete göre anlamı kaleler kenti anlamına gelen merde kökünden gelmektedir. Bunun yanında Mardeler kabilesinden geldiği de rivayetler arasındadır.

Manastırlardan camilere, kiliselerden tarihi taş evlerine her adımda başka bir kültür zenginliği ile karşı karşıya geliyoruz.

Tarihi güzelliklerinin yanında bu kadar fazla kültür bir arada yaşamış olunca inanılmaz geniş bir mutfak kültürü de bizleri cezbediyor. Ne zaman açıksak nerede otursak birbirinden güzel kebaplar lahmacunlarla diyet düşmanı bir yemek kültürü ile karşı karşıyayız. Maalesef kendini durdurmak mümkün olmuyor.

Yavaş yavaş gün geceye dönerken müthiş bir ışıklandırma ile karşımızda yıldızlar gibi parlayan bir Mardin’le karşılaşıyoruz. Buraya gelenlerin muhakkak bu manzarayı görmeleri gerekiyor. Inanılmaz güzel bir görüntü.

Elbette bu Eski Mardin’in tepesinde tüm heybetiyle Mardin Kalesi bizleri selamlıyor. Bu tarihi güzelliği koruyan heybetli bir muhafız gibi izliyor kenti ve kesinlikle kentin kültürel atmosferine muazzam bir katkı sağlıyor.  Akşam çok geç olduğu için kale gezimizi sonraya bırakarak yine kalenin gölgesinde yer alan otelimize doğru yola koyulduk.

                                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kultur-harmani-mardin/feed/ 0
Akdeniz’in Gözdesi Antalya https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/akdenizin-gozdesi-antalya/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/akdenizin-gozdesi-antalya/#respond Fri, 06 Aug 2021 11:39:41 +0000 http://gezenti.net/?p=1089 Antalya’yı gezmek çoğu zaman insanların pek de aklına gelmeyen bir şey netice itibariyle Türkiye’nin turistik bölgeleri ya da illeri denilince ilk akla gelen şehirlerden birisi. Bu yüzden çok fazla tarihi güzelliklerinden ya da şehrin güzelliğinden bahsedilmez. Hep duyduğumuz cümle “inanılmaz güzel bir denizi ve sahili var” olur genelde.

Bu sebepten hem Antalya’yı gezeyim hem de insanlara güzelliklerini, tarihi alanlarını anlatayım istedim.

Tarihi açıdan birçok medeniyetin gelip geçtiği ve denize nazır manzarasıyla Alanya Kalesinden bahsetmek gerek sanırım. Alanya Kalesi 13. Yüzyılda Selçuklar tarafından yapılan bu kale Helenistik dönemin izlerini taşımaktadır.

Denizden 250 metre yüksekte, 6 kilometreden fazla uzunluğa sahip surlarıyla muhteşem bir görüntü sergilemektedir. İçerisinde hemen hemen her kalede gördüğümüz suçluların ve esirlerin tutulması için yapılmış zindanlar mevcut. Surların kenarından denize bakmak muhteşem bir his.

Kaleden ayrıldıktan sonra arkadaşımla Antalya’nın minik ve güzel ilçesi Side’de bulunan antik kenti ziyaret etmeye karar verdik. Yolculuk sıcak havanın etkisiyle biraz yorsa da Side sokaklarından antik kente doğru ilerlerken, daracık sokaklarda sağlı sollu sıralanmış hediyelik eşya dükkanlarını izleyerek antik kente doğru ilerlemek bu yorgunluğu bir nebze olsun unutturdu.

Antik kente geldiğimizi beyaz rengin alabildiğine her yerine sirayet ettiği tarihi yapılar, karşımızda adeta yolumuzu aydınlatıyordu. Antik kentin içerisinde gezerken kaldırımlarda antik roma sütunlarına benzer sütunlar size eşlik ediyor. Antik tiyatronun kemerli kapıları bütün heybetiyle orada duruyordu. Geçen yılların yıprattığı duvarlara inat heybetinden hiçbir şey kaybetmemişti.

Antik tiyatronun yanından ilerlerken müze ile karşılaştık ve içeri girmeden olmaz diyerek hemen kendimizi içeri attık. Antik zamandan kalan mezarlara aslan heykelleri eşlik ediyordu. Zamanda yolculuk yapmak gibi bir şeydi.

Manavgat Şelalesi

Antalya’ya gelip de Manavgat şelalesini görmeden dönmek olmaz dedik ve yönümüzü Manavgat şelalesine çevirdik. Yol biraz uzasa da karşımızda Manavgat şelalesini gördüğümüzde bütün yorgunluğumuz yerini müthiş bir keyfe dönüştü.

Bu doğal güzelliği muhakkak görmeniz gerekiyor. Muhtemelen tasvir etmeye çalışsam kelimelerin yetmediği, ne kadar güzel anlatırsak anlatalım bir tarafının eksik kaldığı bir anlatım olur.

Manavgat şelalesinden sonra ise planımızda olan başka bir ile gitmek üzere bu güzel şehirden tekrar geri dönmek üzere ayrılmak zorunda kaldık.

                                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/akdenizin-gozdesi-antalya/feed/ 0
Bartın’ın İncisi Amasra https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/bartinin-incisi-amasra/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/bartinin-incisi-amasra/#respond Thu, 05 Aug 2021 01:20:26 +0000 http://gezenti.net/?p=1071 Bu sefer gezi hedefimizde batı Karadeniz’in İncisi Bartın’ın yeşil ve mavi ile buluştuğu güzel ilçesi Amasra. Amasra’ya ulaşabilmek için öncelikle Bartın’ın merkezine ulaşmam gerekti. Amasra‘ya giden araçları bulduğumda Bartın’da bayağı bir dolaşmıştım. Dolmuşa bindim ve tarihin çok eski zamanlarından beri yerleşim bölgesi olarak birçok medeniyeti misafir etmiş olan Amasra‘ya doğru yol almaya başladım. Yol boyunca dinlemekten keyif aldığım Barış Akarsu’nun şarkılarıyla ve bana eşlik eden yeşilin her tonunun da sağlı sollu yol boyunca bize refakat ettiği huzurlu bir yolculuk geçirdim. Amasra ile ilgili bu zamana kadar çok fazla güzel şey duymuştum ve dolmuştan indiğimde anlatılanların boş olmadığını bizzat gözlerimle gördüm.

Amasra aslında küçük bir ilçe merkezi, güzel bir koyun etrafında oluşmuş küçük küçük binalardan oluşan güzel bir Anadolu kenti. İlçenin bir kenarında, elim bir kazada hayatını kaybeden ve Amasra‘yı çok seven Amasralı Barış Akarsu’nun da heykeli bulunuyor. Koyun kenarına doğru ilerlediğinizde ilçenin küçük evlerin arasından arnavut kaldırımlı küçük bir sokaktan yürüyorsunuz evlerin görüntüsü insan o başka bir tarihte yaşıyormuş gibi bir his veriyor.

Amasra Arkeoloji Müzesi

Amasra’ya gelince gezmeden kesinlikle ayrılmamanız gereken bir mekân da Amasra Arkeoloji Müzesi tarih meraklısıysanız Roma’dan Selçuklu’ya Bizans’tan Osmanlı’ya birçok döneme ait eserleri bu müzede görebilirsiniz. Müzeye girince bu küçücük ilçede bu kadar fazla kültürün geçmiş olduğuna inanmak zor geliyor ancak Anadolu’da birçok kentte olduğu gibi büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış ilçelerden biri olduğunu karşınızda açık ve seçik görüyorsunuz.

Bunun yanında Amasra Kalesi de kentin simgelerinden bir tanesidir. Tarihi Bizans’a kadar dayansa da Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra tamir edilmiş ve kentin hemen yanı başında heybetli şekilde durmaktadır.

Şehrin bir diğer sembolü olan Çekiciler Çarşısında Amasra’ya özel el işi, tahta oymacılığı ve tel kırma gibi hediyelik eşyaların olduğu bir sürü dükkân karşınıza çıkıyor. Birbirinden renkli tezgahlar arasında kendinizi kaybettiğiniz gibi hemen çarşının içerisinde bulunan yöresel lezzetler satan yerlerde de karnınızı doyurabilir ve aldığınız görsel zevke müthiş yemeklerin tadını ekleyerek buradan ayrılabilirsiniz.

                                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/bartinin-incisi-amasra/feed/ 0
Kirazın Başkenti Giresun https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kirazin-baskenti-giresun/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kirazin-baskenti-giresun/#respond Tue, 03 Aug 2021 23:54:09 +0000 http://gezenti.net/?p=1067 Gezi planlarımın arasında uzun zamandır gitmek istediğim ancak bir türlü gidemediğim bir seçenekti Giresun. Karadenizin tek adaya sahip ili olmasının yanında kirazın başkenti oluşu ve yeşil ile mavinin eşsiz ahengini içinde barındırması sebebiyle çok görmek istediğim bir kentti.

Trabzon ve Ordu gibi iki büyük şehrin arasında yer alan şehir merkezi olarak bildiğimiz şehirlerin özelliklerini barındıran bir şehir.

Otelimden çıktıktan sonra yine dolmuşa binmem gerektiği bilgisini verdiler. Dolmuşa bindikten sonra sağ tarafta denizin mavisini sol tarafta ise ağaçların aralık vermeden sıralanışını izleyerek ilerliyorduk. Merkeze geldiğimizde Dolmuştan inmiş ve Giresun kalesine doğru ilerleyen bir caddeden yukarı doğru çıkmaya başladım.

Kale Yokuşu

İlk İntibaının aksine aktif bir şehirle karşılaştım. Yavaş yavaş yokuştan yukarıya ilerlerken sokağın sağında ve solunda dükkanları izleyerek ilerliyorum. Hedefimde Giresun kalesini görmek olduğu için tabelalardan yolu takip ederken kıvrıla kıvrıla ilerleyen bir yokuşla karşılaşıyorum. Dinlenmeden Kaleye kadar çıkmayı planlarken yol boyunca 3 kere oturup dinlemek zorunda kaldım.

 

Giresun Kalesi ve Aşıklar Yolu

Uzun ve yorucu yürüyüşümün sonunda Giresun Kalesine ulaşmıştım. Kalenin içerisinde ormanlık arazi ile karşılaştığımda şaşırmıştım. Bu zamana kadar gezdiğim kalelerin hemen hemen hepsi yerleşim yeri olduğu için yeşillik görmek çok da mümkün olmuyordu ancak burada bu durum farklıydı.

Aşıklar yolunun girişinde ilerlemeye başladım. Adım adım ilerlerken suçluların ya da savaş esirlerinin tutulduğu zindanların yanında geçiyorum. Aşıklar yolu Giresun Kalesinin içerisini tamamen dolaşarak ilerliyor ve sonunda Giresun’u tepeden görmenizi sağlayan bir köşede son buluyor.

Bu noktaya geldiğinizde gözünüzün önünde alabildiğine Giresun manzarası ile karşılaşıyorsunuz. Küçük ama hareketli bir şehri yukarıdan seyrederken karşıda Karadeniz’in tek adası olan Giresun Adasını da izleyebiliyorsunuz. Bu manzarayı da izledikten sonra çıkarken çok yorulduğum Kale yolunu inmek için yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Yoldan geçenler sırtımda gezi çantası ile beni görünce durup gideceğim yere bırakmayı teklif ettiler ancak ben yukarı çıkarken yorgunluktan gözümden kaçan manzaraları değerlendirmek istediğim için bu güzel teklifi reddettim.

Yavaş yavaş ilerlerken Karadeniz’in farklı görüntüleri ile yolcuğuma devam ediyorum. Bir gün yolunuz Giresun’a düşerse muhakkak kaleyi görmenizi tavsiye ediyorum.

                                                                                               Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kirazin-baskenti-giresun/feed/ 0
Trabzon’un İncisi Uzungöl https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/trabzonun-incisi-uzungol/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/trabzonun-incisi-uzungol/#respond Tue, 03 Aug 2021 01:49:05 +0000 http://gezenti.net/?p=1061 Trabzon doğru Karadeniz’in futbol takımı ve insanlarının karakteristiğiyle ünlü kenti… Tüm bunların yanında gezilecek yerler denildiğin birçok farklı adres akla gelse de Trabzon’un muhteşem doğasını görebileceğiniz, kartpostalların vazgeçilmez manzaralarından Uzungöl’ün başka bir yeri vardır.

Herhangi bir yeri gezerken gezilecek mekanları seçerken öncelikle tarihi yerleri tercih ediyor olsam da daha çok doğal güzelliklerini görmek beni mutlu ediyor. Uzungöl de bende bu etkiyi yarattı.

Yola çıkmadan önce Uzungöl’e giden dolmuşları bulmam gerekiyordu. Trabzon meydanında sora sora Uzungöl dolmuşlarını buldum. Sabah erken saatte orada olmanız gerekiyor çünkü Uzungöl yolculuğu 3 – 3,5 saat arası sürüyor. Bu sebepten sabah belli bir saatten sonra dolmuş bulunmuyor maalesef. Araba kiralayarak yolculuk etmek bir seçenek olsa da ben dolmuşu tercih ediyorum. (Dolmuşla yolculuk yapınca yöre halkı, insanı psikolojik olarak gideceği mekana hazırlıyor.)

 

Bir Doğa Harikası Uzungöl

Uzungöl yolculuğu başladıktan sonra zaten doğal güzelliklere her yerde tanıklık ediyor olmanıza rağmen Uzungöl yolunda insan kendini biraz daha farklı hissediyor. Yolun sağ tarafında Uzungöl’den çıkan dere akarken sol tarafında ise inanılmaz bir yeşillik manzarası sizlere yoldaşlık ediyor. Dolmuşta tanıştığımız Mehmet amcanın deyimiyle rengarenk bir orman görüntüsüyle yolculuk ediyorsunuz. Bir sonraki sefere dedim. Muhtemelen tablolara yakışır bir görüntüdür diye geçirdim içimden.

Yolculuğun sonunda Uzungöl tüm heybetiyle karşımızdaydı. Etrafında bulunan mesire yerleri, yolun ilerisinde misafirliğe gelenleri ağırlamayı bekleyen oteller ve alabildiğine yeşil dağlar… Artık bu inanılmaz güzellikle baş başayız.

Huzurun Adı Uzungöl

Bir kere iki tane dağın arasında doğal yollarla oluşmuş olan doğa harikası yer, inanılmaz sayıda turiste ev sahipliği yapıyor. Gittiğimde dikkatimi çeken ilk şey yerli turistin yanında hatırı sayılır sayıda yabancı turist de buraları görmek için gelmişti.

Özellikle göldeki canlı hayatına mümkün mertebe zarar vermemek için çaba sarf edilmiş. İnsanlara alışmış olan ördekleri, gölün kenarında çayınızı içerken size eşlik ediyor. Tabii ki tepelere doğru çıktıkça karşınıza çıkan kartpostal manzarası, burnunuza gelen çam kokularıyla daha güzel bir hal alıyor. Belli bir süre bu tepeden Uzungöl manzarasının tadını çıkarttıktan sonra vaktin ne kadar çabuk geçtiğini anlamadığımı fark ediyorum. Artık bu güzelliği başka turistlerin gözlerini şenlendirmesi için geride bırakıp dönme vakti geliyor. Tekrar dolmuşa binerek güneş, dağların arkasında yavaş yavaş kaybolurken Trabzon’un diğer güzelliklerine yol alacağım diğer günlere hazırlanmak için otelime doğru yol alıyorum.

                                                                                                          Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/trabzonun-incisi-uzungol/feed/ 0
Ihlara Vadisi https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/ihlara-vadisi/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/ihlara-vadisi/#respond Sun, 01 Aug 2021 11:00:00 +0000 http://gezenti.net/?p=998 Ihlara Vadisi

Eski adı Peristremma olan Ihlara Vadisi, Dünya üzerindeki en büyük kanyonlar arasındadır. Ayrıca yapısı ve yerleşim yerlerinin bulunması dolayısıyla Dünya üzerindeki en önemli kanyon olma özelliğine de sahiptir. Ihlara Vadisi bulunduğu bölgenin aksinde bir bitki örtüsüne sahiptir. İçerisinde birçok yapı bulunmaktadır. Vadinin etrafını çevreleyen kayalara oyulmuş yerleşim yerleri, kiliseler ve faklı yapılar vardır. Etrafındaki coğrafyada karasal iklim ve bitki örtüsü hakimdir. Ancak Ihlara Vadisi zeminine baktığınızda yemyeşil bir alan görürsünüz. Bunun sebebi akarsuyun doğal klimalı bir ortam oluşturmuş olmasıdır. Bu doğal klima etkisi ile Ihlara Vadisi içerisinde Akdeniz iklimi koşulları görülür. Üstten çekilmiş fotoğraflar bunu çok rahat gözler önüne serer. Yazın gittiğinizde vadi üzerinde sıcaktan bunalırsınız ancak vadiye indiğinizde çok daha serin bir ortam, su sesleri ve ağaçlık arazi sizi bekler.

Ihlara Vadisi Nerededir?

Aksaray iline bağlı Güzelyurt ilçesi sınırlarında yer alır. Başlangıç ve bitiş noktası arasında dikey bir çizgi çekilse ortalama 10 km alana sahiptir. Ancak Ihlara Vadisi oluşumuna sebep olan Melendiz Nehri menderesler çizerek vadiyi oluşturduğu için normal alanı 18 km civarındadır. Ihlara Vadisi normal yerleşim yerinden 150 metre aşağıdadır. Melendiz Nehri yıllar içerisinde menderesler çizerek akarken bu bölgenin oluşumunu sağlamıştır. Aslen tektonik yükselmeler sonrası Hasandağı’nda meydana gelen volkanik püskürmeler sonrası bölgede çökmeler meydana gelmiştir. Sonrasında Melendiz Nehri’nin yıllar içerisindeki aşındırması ile bugünkü şekline ve görünümüne kavuşmuştur.

Ihlara Vadisi’nin İçinde Ne Var?

Melendiz Henri’nin aşındırması sonucu oluşan ve vadiden bakınca görülen sarp kayalıklar aynı zamanda barınma alanlarını da bünyesinde saklar. Ihlara Vadisi’nde içlerine insan eliyle yontularak yapılmış barınma alanları ve kiliseler mevcuttur. Bu yapılarla ilgili çeşitli efsaneler de bölge halkının dilinde dolaşmaya günümüzde de devam etmektedir. Kiliselerin içlerinde freskler vardır. Ayrıca vadi üstünde karasal iklimde yetişmesi mümkün olmayan sayısız ağaç da Melendiz Nehri’nin yarattığı doğal klimalı ortam sayesinde yetişmektedir. Antep fıstığı başta olmak üzere birçok ağaç ve bitki mikroklimalı bu bölgece Melendiz Nehri kenarındaki bahçelerde rahatlıkla yetişir.

                                                                                               Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/ihlara-vadisi/feed/ 0
Kapadokya https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kapadokya/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kapadokya/#respond Sat, 31 Jul 2021 10:57:51 +0000 http://gezenti.net/?p=955 Kapadokya

1985 yılından beri Kapadokya UNESCO’nun Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alıyor. Ayrıca Times gazetesinin yayımladığı Dünya’nın Yeni 25 Harikası listesinin de 5. sırasında yerini almış durumda.

Kapadokya birçok unsuru aynı anda bünyesinde barındırmayı başaran nadir yerlerden biri. Doğası, tarihi özellikleri ve tarihi ile bütünleşen efsaneleri, sanatsal yapısı ile kendine hayran bırakırken aynı zamanda spor, romantizm ve eğlence amacıyla da birçok aktivite bulabileceğiniz eşsiz güzellikte bir yer. Dağların içerisine oyulmuş evler, kiliseler, dondurucular ve daha birçok gizemli mekan sizleri mistik bir dünyanın da içerisine çekiyor. Öyle ki birçok mekanda açıklanamaz ilginç özelliklerle karşılaşıyorsunuz. Yazın oldukça sıcak havalarda dışarıda durmanız mümkün değilken bu mekanların içlerini ferahlayarak hatta bazen üşüyerek günün en sıcak zamanında bile gezebiliyorsunuz.

Kapadokya Nerede?

Kapadokya adıyla anılan bölüm aslında birçok ilin ve ilçenin içerisinde yer aldığı zengin ve ilginç birçok kültürel öge ile karşılaşabildiğiniz büyük bir alanın adıdır. Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri’yi de içerisine alan bu bölgenin genel adıdır Kapadokya. 60 milyon yıl kadar önce volkanik yapıya sahip olan bölgedeki arazinin yağmur suları ve rüzgarla zaman içerisinde şekillenmesi ile oluşmuş bir bölge olmasına rağmen, yani doğal oluşum bulunmasına rağmen, bu doğal yapıların içerisinin insan eliyle şekillendirilmiş olması bölgeye asıl mistik kimliğini kazandırıyor.

Uzun bir geçmişe sahip olan bu bölge birçok farklı kültüre de ev sahipliği yapmıştır ki insanlara ait izler Paleolitik döneme kadar gidiyor. Bölgede bulunan özellikle yeraltı şehirlerinin Hristiyanlığın yasal kabul edildiği dönemlerde oluştuğu düşünülüyor.

Kapadokya Yeraltı Şehirleri

Kapadokya bölgesinde birden fazla yeraltı şehri bulunuyor. Bu şehirlere girişte klostrofobik iseniz biraz zorlanacağınızı söylememiz gerekiyor. Işıklandırması yapılmış olan giriş ve iç yollar oldukça dar. Bazı noktalarda eğilerek yürümeniz gerekebiliyor. Ancak odalar oldukça geniş. Filmlerde görebileceğiniz yuvarlak kayaların döndürülerek ilerletilmesiyle kapatılan ya da açılan alanları burada da görebileceksiniz. Kocaman yontulmuş kaya kapıların ilginizi çekeceğine eminiz. Şehrin içerisinde ahırlar, mezarlar, kiliseler gibi birçok yapı da var.

Saç Müzesi

Kapadokya bölgesinde bulunan Saç Müzesi, Guinnes Rekorlar Kitabı’nda 6. sırada yer alıyor. Kategorisi ise dünyanın en garip müzeleri kategorisi. Çömlekçiler çarşısında bulunan bu müzeye mutlaka gitmeli ve siz de müzeye dahil olmalısınız. Müze kat kat ve yine oyma bir mekan. İçerisinde milyonlarda saç bulunuyor. Her saçın sahibi saçını bırakırken isim ve adres bilgilerini, telefon numarasını ve varsa fotoğrafını bırakıyor. O bölgeye gelip saç bırakmış hemen herkesi böylece tanımış da oluyorsunuz. Yılda 2 kez bu saçlar arasında çekiliş yapılıyor. Eğer iletişim bilgileriniz doğru ise çekilişten tatil hediyesi kazanabiliyor ve bu eşsiz güzelliğin tadını çıkartmak için tekrar gelebiliyorsunuz.

                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/kapadokya/feed/ 0
Cennet – Cehennem Mağarası https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/cennet-cehennem-magarasi/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/cennet-cehennem-magarasi/#respond Fri, 30 Jul 2021 11:00:00 +0000 http://gezenti.net/?p=916 Aslen bir obruk olan bu mağaralar Mersin (İçel) ilinin Silifke ilçesine 25 km uzaklıkta, Antik Narlıkuyu Limanının 2 km kuzeybatısında, Kızkalesi adıyla bilinen Karykos’un ise 5 km batısında bulunmaktadır. Uzun yıllar içerisinde yer altı su kaynağı olan bu bölgede suların kireç tabakasını eritmesi ile oluşmuştur. Zaman içerisinde yer altı sularının çekilmesiyle de bu mağaralar ortaya çıkmıştır. Efsanelere dayanarak bu mağaralardan birine Cehennem Mağarası adı verilmiştir.

Neden Cehennem Mağarası?

Cennet Mağarasının 75 metre kuzey tarafında yer alan bu obruğun (doğal oluşumun) ağız çağı 75 X 50’dir. Cehennem Mağarasının dış kenar kısımları iç bükey şeklinde olduğundan bu bölüme inmek imkansızdır. 128 metre derinliği olan Cehennem Mağarası efsanesine göre Yunan Mitolojisi tanrılarından Gök Tanrısı Zeus, alevler saçan yüz başlı ejderha Typhon’u yendikten hemen sonra erderhayı uzun bir süre Cehennem Mağarası’na hapsetmiştir. Sonrasında Zeus, yüz başlı ejderhayı buradan alarak Etna Yanardağı’nın altındaki bölüme götürerek onu sonsuza dek burada hapseder.

Cennet Mağarası

Elips şeklinde olan Cennet Mağarası’nın ağız kısmı 250 X 110 metre kadardır. Cennet Mağarası’nın derinliği ise 70 metredir. Mağaranın tabanında ayrıca mağara girişleri de vardır. Tabanın güneyinde 200 metre olan bir mağara ve en derin noktasında da 135 metre olan ikinci bir mağara daha bulunur. Cennet Mağarası’nın giriş kısmında ise dikdörtgen şeklinde yapılmış, büyük kesme blok taşlardan oluşan küçük bir de kilise vardır. Bu küçük kiliseye basamaklardan çıkarak ulaşılabilmektedir. Cennet Mağarası’nın tabanına ise 450 basamak inilerek ulaşım sağlanmaktadır. Çoğu turist tabana inemeden dönmektedir. Söylentiye göre Cennet Mağarası’nın tabanındaki hava birçok hastalığa iyi gelmektedir. Özellikle astım hastalığına iyi geldiği söylenmektedir.

Meryem Ana Kilisesi

Cennet Mağarası’nın girişinde bulunan kilisenin adıdır. Bu kilise dikdörtgen olup düz damlıdır. Ayrıca doğu ve batı kanadı olacak şekilde inşa edilmiştir. Meryem Ana Kilisesi’nin güney ve kuzey taraflarında altışar tane pencere mevcuttur. Meryem Ana Kilisesi’nin batı kapısındaki yazıttaki bilgilere göre kilise Paulus isminde bir din adamı tarafından Meryem Ana için yaptırılmıştır. Kilisenin M.S. 5. yüzyıla ait olduğu düşünülmekle birlikte birçok freskle süslenmiştir. Bunların çoğu Hz. İsa ve havarileri ile ilgilidir.

Zeus Tapınağı

Cennet Mağarası’nın güney tarafında yer alan bu tapınağın Helenistik Döneme ait olduğu saptanmıştır. Tapınağın içerisindeki taşlara yazılı olan 130 din adamı isminin de araştırmalara göre Helenistik ve Roma Dönemleri’nde görev alan bireyler olduğu öğrenilmiştir. Tapınak Meryem Ana Kilisesi kadar sağlam bir şekilde günümüze ulaşamamıştır. Ne yazık ki Zeus Tapınağı’nın güney kısmındaki duvar günümüzde yoktur.

Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/cennet-cehennem-magarasi/feed/ 0
Sümela Manastırı https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/sumela-manastiri/ https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/sumela-manastiri/#respond Thu, 29 Jul 2021 19:10:46 +0000 http://gezenti.net/?p=913

Sümela Manastırı, Trabzon ili Maçka ilçesi Altındere Vadisi’ndeki Karadağ’ın sarp kayalıklardan oluşan yamacına inşa edilmiş muazzam manzaraya ve tarihi güzelliğe sahip yapısıdır. Vadiden 300 metre yukarıda bulunan manastır, deniz seviyesinden de 1150 metre yükseklikte bulunmaktadır. Vadiden bakıldığında dağa yapışmış gibi görünen Manastırın tam ismi Panagia Sumela (Sümela Meryem’i) veya Theotokos Sumela’dır. Ancak bazı kesimlerde Meryem Ana ismiyle de bilinmektedir. Manastır Rum Ortodoks’lara ait olarak bilinmekle birlikte UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde de geçmektedir.

Sümela Manastırı eski dönemlere keşiş yetiştiren bir okul olarak kullanılmaktaymış. Kutsal kabul edilen bir ikonayı da bünyesinde barındırmaktadır. Adının Yunanca bir kelime olan melas yani Türkçe karşılığıyla siyah anlamına gelen kelimeden türediği düşünülüyor. Manastırın inşa edildiğini belirttiğimiz Karadağ’ın eski adı da Mela’dır.

Sümela Manastırı’nda Restorasyon Sonrası Keşifler

Eski dönemlerde bölgedeki Rum halkının hac yeri olan Sümela Manastırı, günümüzde hala yüz binlerce Rum’u hac görevi için ağırlamaya devam ediyor. Günümüzde restorasyon çalışmalarının ardından Rum hacıların yanı sıra birçok bireyin de merakla gittiği önemli mekanlar arasına girdi. 2015 yılı Eylül ayında 3,5 yıl kadar süren restorasyon sonrası öncesinde gezilemeyen su kemeri, Çile Odası, Gözetleme Şapeli gibi bazı alanlar ortaya çıkarıldı. Ayrıca Cennet ve Cehennem, Ölüm ve Yaşam tasviri içeren fresklerin olduğu gizli geçitler de düzenlendi ve kullanıma sunuldu.

Sümela Manastırı’nın Kuruluşundaki Mucize

Anlatılanlara göre Bizans İmparatorluğu I. Theodosius döneminde (375-395) Atina’dan Sümela’ya gelen rahipler Barnabas ve Sophronius tarafından kurulduğu düşünülen manastırın kurulmasında meleklerin de parmağı olduğu çeşitli anlatılarda geçer. Bu konu hakkında bölgede pek çok efsane bulunmaktadır. Havarilerden Aziz Lukas’ın yaptığı iddia edilen Panagia Soumela adlı ikona meleklerce kilisenin bulunduğu yere getirilir. Meryem Ana da Barnabas ve Sophroniun’un rüyasına girerek bu ikonanın bulunduğu, meleklerce götürüldüğü yeri bildirmiş. O evrede birbirlerinden habersiz olan bu keşişler gördükleri rüyaya istinaden bölgeye gelmişler. Trabzon’da karşılaşan keşişler rüyalarında aldıkları bilgilere göre ikonayı bularak Sümela Manastırı’nı şu an bulunduğu bölgeye inşa etmişler.

Son olarak belirtmek isteriz ki Karadeniz ve doğal olarak Trabzon Osmanlı tarafından alındıktan sonra Sümela Manastırı’nın bütün hakları korunmuş, özellikle fresklerin bozulması ve tahrip edilmesi çeşitli padişahlar döneminde de yasaklanmıştır.

                                                                                                                              Yazar: Eda ÖZCAN

]]>
https://gezenti.net/yurtici-gezi-tatil/sumela-manastiri/feed/ 0