Mağaranın duvarlarına ve özellikle de tavanlarına konmuş sivrisinek boyutlarında hiç uçamayan bu canlılar, kanatsız bir böcek türü. Yaydıkları ışık sayesinde diğer uçan böcekleri tuzaklarına düşürüp yiyorlar. Aslında ateşböceği Yeni Zelanda’da çok görülmez. 120 yıldan fazla zamandır ki bu karanlık mağarayı ışık cennetine dönüştürmeyi bilmişler.
Yeni Zelanda Ateşböceği mağarası özellikleri Şili ve Arjantin sınırında sonsuz derecede güzel mermer mağaralar bulunmaktadır. Patagonya’nın en önemli ve güzel albenili merkezlerinden biridir. Mağaralar, Carrera Gölü ile birlikte düşünülmelidir. Muhteşem bir görüntü veren Bu canlıların yaydığı elektrik olağanüstüdür. Mağaranın duvarları mermer gökkuşağının tüm renkleri ile boyanır ve güneş ışığının etkisi altında gün boyunca tonlarını değiştirebilir güneşin yedi rengine bürünebilir. Mağaralar son derece büyüleyici görünüyor.
Yeni Zelanda Ateşböceği mağarası inanılmaz bir güzelliğe bürünüyor. Aslında mağaraların derinlik ve karanlığı korkunç. Oysaki ateş böcekleri masalımsı bir ortama büründürüyorlar. Ateş böceklerinin bu çeşidinin diğer ismi de yıldız kurdu. Yolunuz düşerse gezmeyi ve inanılmaz ışık danslarını izlemeyi ihmal etmeyiniz. Labirentler ve de yer altı mağaralarının bulunduğu ve ateşböceklerinin şöleniyle aydınlattığı esrarengiz bir yer. Farklı, alışılmışın dışında bir yer görmek isteyenler için efsane ortam ve büyüleyen bir gezi önerisidir.
Yeni Zelanda ateşböceği mağarası hakkında bilinmeyenler oldukça fazladır. Bir senede yarım milyondan fazla insanın tercih ederek burayı ziyaret etmesi boşuna değildir.Keşfedilme hikayesi ise şöyledir; 1888 senesinde Maori halkının Kawhia Kabilesi’nin reisi olan Tane Tinorau tarafından keşfedilen mağaraların ismi, Maori dilinde wai yani-su ve de tomo yani –oyuk- sözcüklerinden türemiş ve günümüze dek gelmiştir.
Masalımsı bir hikayesi vardır. Bir gün elindeki meşaleyle mağarada yürüyen kabile reisi, tavanın tıpkı geceleri gökyüzündeki gibi ışıldadığını görünce hauyret ve büyüleyici düşüncelere kapılıp çok beğenmiş ve eşi Huti’yle beraber 18. Yüzyılda 1889 senesinde turistler için mağara keşif gezileri düzenlemeye başlamışlar. İnanılmaz fakat gerçek olan bir bilgi daha var ki o da günümüzde bile halen bu mağarayı gezdiren rehberlerin büyük çoğunluğu Tinorau ve ailesinin soyundan gelmektedir.
]]>